Çim kortlar, tenis tarihinin en hızlı ve en zorlu zeminlerinden biridir. Gece oynanan maçlar ise bu zorluğu hem fiziksel hem de teknik açıdan farklı çeşitli faktörlerle artırır. Wimbledon gibi çim turnuvalarında akşam programı sonrası başlayan maçlar; hafif ışık, düşük sıcaklık ve kort yapısı dolayısıyla oyuncuların alışık olduğu ritimden sapmalarına neden olabilir.
Çim kortlarda çatı altı ışıklandırma olsa da doğal ışık kaybolduktan sonra sahada gölge ve parlama etkileri ortaya çıkabilir. Işık kaynaklarının zemindeki farklı noktalarda eşit dağılmaması, topun hareketini takip etmeyi zorlaştırır. Gözler kısa süreliğine ışık adaptasyonu yapmak zorunda kalınca:
Bu nedenle profesyonel oyuncular maç sırasında sık sık yere bakarak top pozisyonlarını kontrol etmek zorunda kalırlar.
Çim kort, hızlı zemini ile bilinir; fakat gece saatlerinde nem artışı ve serinlik, topun zemine temasında ekstra sürtünme yaratabilir. Bu durum:
Oyuncular, bu değişkenliği dengelemek için topa temas süresi ve vuruş açısını çabucak yeniden ayarlamak zorundadır.
Çim kortun en belirgin özelliği kaygan olmasıdır. Işık altında kayma ihtimali artar. Gece rutubetiyle birleştiğinde zeminde optimal tutuş kaybolur. Bu da:
Profesyoneller, gece maçlarında ekstra dikkat ve zemine göre uygun çim tabanlı ayakkabı tercihi yapar.
Çim kortta oynanan maçlar zaten yüksek konsantrasyon gerektirirken, gece maçlarında ritim bozulması, zihinsel mücadeleyi de zorlaştırır. Oyuncular:
Bu nedenle profesyoneller, maça özel meditasyon, nefes egzersizleri ve ana aydınlatmaya uyum amaçlı kısa sürede ritüeller uygulayarak hazırlık yapar.
Tüm bu teknik zorluklar, çim kortta oyun stratejilerine doğrudan yansır. Oyuncular:
Neticede gece maçları, oyuncuların alıştığı oyun sisteminden çok farklı beceriler krizini tetikler.
Davis Cup Nedir? Erkek Milli Takımlar Arası Tenis Şampiyonası