Tenis Maçlarında Neden Sessizlik Kuralı Var?

Tenis maçları sırasında tribünlerden çıt çıkmaması dikkat çekerken, bu durum birçok sporsever tarafından merak konusu oluyor. Teniste tezahürat yasağının nedenlerine birlikte bakalım.

Futbol, basketbol veya voleybol gibi yüksek sesli tezahüratlara alışkın olan izleyiciler için tenis maçlarındaki sessizlik alışılmadık bir deneyim sunuyor. Peki, tenis sporunda bu sessizlik geleneği nereden geliyor ve neden hâlâ korunuyor?

Sessizlik, tenis kültürünün temel bir parçası

Tenis, tarihsel olarak aristokrat sınıflar arasında oynanan bir spor olarak doğdu. İngiltere ve Fransa’da 19. yüzyılda yaygınlaşan modern tenis, başlangıcından itibaren belli bir görgü ve davranış kurallarına dayalı şekilde gelişti. Bu kültürel miras, zamanla sporun genel yapısını ve seyirci davranışlarını da şekillendirdi.

Tenis maçlarında oyun devam ederken seyircilerin sessiz kalması, hem geleneksel hem de sportif bir gereklilik olarak kabul ediliyor. Bu kural, uluslararası tüm turnuvalarda geçerli ve hakemler tarafından doğrudan denetleniyor.

Tezahürat değil, dikkat bekleniyor

Tenis müsabakalarında oyuncular, yüksek konsantrasyon gerektiren vuruşlar yapıyor. Servis, return ve ralliler sırasında küçük bir dikkat dağınıklığı bile sayı kaybına yol açabiliyor. Bu nedenle seyircilerin yalnızca puan aralarında ya da oyun molalarında alkış ve tezahürat yapmasına izin veriliyor.

Maç esnasında yüksek ses çıkarmak, oyuncunun vuruş zamanlamasını veya raketin topa temas anını etkileyebiliyor. Bu durumun adil oyun anlayışına zarar vereceği gerekçesiyle sessizlik kuralı korunuyor.

Kurallar kitapta da yer alıyor

Uluslararası Tenis Federasyonu (ITF), ATP ve WTA organizasyonlarının tümü, seyirci davranışlarıyla ilgili kuralları açık şekilde belirtiyor. Oyuncunun servise hazırlanırken veya puan sırasında seyirciden gelen sesli bir müdahale tespit edilirse, hakem uyarıda bulunuyor. Tekrarlanan durumlarda seyirci salondan çıkarılabiliyor veya maç durdurulabiliyor.

Ayrıca, televizyon yayını yapan kuruluşlar ve organizasyon ekipleri de sessizlik kuralına uygun olarak ses düzeni sağlamakla yükümlü tutuluyor.

Wimbledon gibi turnuvalarda katı uygulanıyor

Sessizlik kuralı, özellikle Wimbledon gibi geleneksel Grand Slam turnuvalarında çok daha sıkı şekilde uygulanıyor. Bu tür organizasyonlarda seyircilerin kıyafet kurallarından oturma düzenine kadar birçok davranış standardı bulunuyor. Maç sırasında öksürük, flaşlı fotoğraf çekimi veya sandalyeye çarpma gibi küçük sesler dahi oyuncular tarafından hakeme bildirilebiliyor.

Bununla birlikte, ABD Açık gibi daha “Amerikan tarzı” organizasyonlarda, özellikle gece seanslarında daha canlı ve enerjik bir atmosfer oluşsa da, yine de oyun anlarında sessizlik kuralı geçerliliğini koruyor.

Yeni nesil turnuvalar farklı denemeler yapıyor

Son yıllarda tenis izleyici kitlesini artırmak ve sporu daha dinamik hâle getirmek amacıyla bazı denemeler yapılıyor. Örneğin ATP Next Gen turnuvalarında, sınırlı sesli tezahüratın denendiği seanslar düzenleniyor. Ancak bu tür uygulamalar henüz ana akım tenis turnuvalarına yansımış değil.